Hırsızları ve soyguncuları mı yoksa iyi çobanı mı takip edeceksin?

Hırsızları ve soyguncuları mı yoksa iyi çobanı mı takip edeceksin? 

"Lord benim çobanım; İstemeyeceğim. Yeşil otlaklarda uzanmamı sağlıyor; Beni durgun suların yanına götürüyor. Ruhumu geri yüklüyor; Beni İsminin doğruluğu yolunda götürüyor. Evet, ölüm gölgesinin vadisinden geçmeme rağmen, kötülükten korkmayacağım; Çünkü sen benimlesin; Senin çubuğun ve ekibin beni rahatlatıyor. Düşmanlarımın önünde benden bir masa hazırlıyorsunuz; Başımı yağla yağladın; kupam bitti. Mutluluk ve merhamet, hayatımın her günü beni takip edecek; ve sonsuza dek Rab'bin evinde yaşayacağım. ” (Mezmur 23) 

İsa yeryüzündeyken Kendini söyledi - “Kesinlikle size söylüyorum, ben koyunların kapısıyım. Benden önce gelen herkes hırsız ve soyguncudur, fakat koyunlar onları duymamıştır. Ben kapıyım. Eğer biri Benim tarafımdan girerse, kurtarılacak ve içeri girip çıkıp otlak bulacaktır. Hırsız çalmak, öldürmek ve yok etmek dışında gelmez. Ben onların hayatları olabileceğini ve daha bol yaşayabileceklerini söyledim. Ben iyi çobanım. İyi çoban hayatını koyunlara verir. ” (John 10: 7-11

İsa, çarmıhtaki ölümü boyunca kurtuluşumuzun bütün bedelini ödedi. Bizim için yaptıklarına güvenmemizi ve O'nun lütfunun, 'unutulmamış lehçesinin' öldükten sonra bizi Varlığına getirmek için güvenebileceğimiz şey olduğunu anlamamızı istiyor. Kendi kurtuluşumuzu hak edemeyiz. Dini çalışmamız ya da öz-doğruluk girişimimiz yeterli değildir. Bize yalnızca imanla kabul ettiğimiz İsa'nın doğruluğu ebedi hayatı verebilir.

'Diğer' çobanları takip etmeyelim. İsa uyardı - “En şüphesiz, size söylüyorum, kapıdan koyun katına girmeyen, ancak başka bir şekilde tırmanan, aynı bir hırsız ve bir soyguncu. Ama kapıdan giren kişi koyun çobanıdır. Ona kapıcı açılır ve koyun sesini duyar; ve kendi koyunu isimle çağırır ve onları dışarı çıkarır. Ve kendi koyunu çıkardığında, onların önüne geçer; ve koyunlar onu takip ediyor, çünkü sesini biliyorlar. Yine de hiç bir yabancıyı takip etmeyecekler, ama ondan kaçacaklar, çünkü yabancıların sesini bilmiyorlar. ” (John 10: 1-5